Toplam Talep Eğrisi

Aşağı Eğimli Toplam Talep Eğrisi
Toplam talep eğrisinin en dikkat çekici özelliği, görüldüğü gibi aşağı doğru eğimli olmasıdır. Bu ilişkinin çeşitli nedenleri vardır. Aşağı doğru eğimli bir toplam talep eğrisinin, fiyat seviyesi düştükçe talep edilen çıktı miktarının arttığı anlamına geldiğini hatırlayın. Benzer şekilde, fiyat düzeyi düştükçe milli gelir de artar. Aşağı eğimli toplam talep eğrisinin üç temel nedeni vardır. Bunlar Pigou’nun servet etkisi, Keynes’in faiz oranı etkisi ve Mundell-Fleming’in döviz kuru etkisidir. Aşağı eğimli toplam talep eğrisinin bu üç nedeni farklıdır, ancak birlikte çalışırlar.
Toplam talep eğrisinin aşağı doğru eğiminin ilk nedeni Pigou’nun servet etkisidir. Paranın nominal değerinin sabit olduğunu, ancak gerçek değerin fiyat düzeyine bağlı olduğunu hatırlayın. Bunun nedeni, belirli bir miktar para için daha düşük bir fiyat seviyesinin, birim para birimi başına daha fazla satın alma gücü sağlamasıdır. Fiyat seviyesi düştüğünde, tüketiciler daha zengindir. Bu da daha fazla tüketici harcamasına neden olan bir durumdur. Böylece, fiyat seviyesindeki bir düşüş, tüketicilerin daha fazla harcama yapmasına ve dolayısıyla toplam talebin artmasına neden olur.
Görüşlerden Bazıları
Toplam talep eğrisinin aşağı doğru eğiminin ikinci nedeni Keynes’in faiz oranı etkisidir. Talep edilen para miktarının fiyat düzeyine bağlı olduğunu hatırlayın. Yani, yüksek bir fiyat seviyesi, satın alma yapmak için nispeten büyük miktarda para birimi gerektireceği anlamına gelir. Bu nedenle, fiyat seviyesi yüksek olduğunda tüketiciler büyük miktarlarda para talep eder. Fiyat seviyesi düşük olduğunda, tüketiciler nispeten az miktarda para talep eder, çünkü satın almak için nispeten az miktarda para gerekir. Böylece tüketiciler bankada daha büyük miktarlarda para bulundururlar. Bankalardaki para miktarı arttıkça kredi arzı da artmaktadır. Kredi arzı arttıkça, kredilerin maliyeti, yani faiz oranı düşer. Bu nedenle, düşük bir fiyat seviyesi tüketicileri tasarruf etmeye teşvik eder ve bu da faiz oranını düşürür. Düşük faiz oranı, yatırım maliyeti faiz oranıyla birlikte düştüğü için yatırım talebini artırır. Böylece, fiyat seviyesindeki bir düşüş, faiz oranını düşürür. Bu da yatırım talebini ve dolayısıyla toplam talebi arttırır.
Toplam talep eğrisinin aşağı doğru eğiminin üçüncü nedeni Mundell-Fleming’in döviz kuru etkisidir. Fiyat seviyesi düştükçe faiz oranının da düşme eğiliminde olduğunu hatırlayın. Yurt içi faiz oranı yabancı ülkelerdeki faiz oranlarına göre düşük olduğunda; yerli yatırımcılar yatırım getirisinin daha yüksek olduğu yabancı ülkelerde yatırım yapma eğilimindedir. Yerli para yabancı ülkelere aktıkça, uluslararası dolar arzı arttığı için reel döviz kuru düşer. Reel döviz kurundaki düşüş, yerli mal ve hizmetlerin nispeten daha ucuz olması nedeniyle net ihracatı artırma etkisine sahiptir. Son olarak, net ihracat toplam talebin bir bileşeni olduğundan, net ihracattaki artış toplam talebi artırır. Böylece fiyatlar düştükçe, faiz oranları düştükçe, yabancı ülkelerdeki yerli yatırımlar arttıkça, reel döviz kuru değer kaybettikçe; net ihracat arttıkça ve toplam talep yükseldikçe artar.