
Gelişmekte Olan Beş Büyük Pazar
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika dünyanın en büyük gelişmekte olan pazarlarıdır. 2009’da Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin liderleri, en büyük yükselen pazarlar arasındaki siyasi ilişkileri ve ticareti geliştirmek için oluşturulan bir birlik olan “BRIC”i oluşturmak için bir zirve oluşturdu. Güney Afrika, 2010 yılında “BRIC” grubuna katılmıştır ve daha sonra “BRICS” olarak yeniden adlandırılmıştır.
1. Brezilya
Brezilya gelişmekte olan ekonomisi göreli olarak 2010’ların başında %7,5 oranında hızla büyüdü. Ancak siyasi istikrarsızlık ve ticari yaptırımlar nedeniyle 2016 yılında büyüme hızı yavaşlamış ve negatife dönmüştür (-%3,5). Brezilya da 2003-2014 döneminde gelir seviyelerinde ve yoksulluğun azaltılmasında önemli gelişmeler yaşadı, ancak düşük ekonomik faaliyet nedeniyle 2015’ten bu yana değişiklikler yavaşladı.
Brezilya ekonomisi büyük ölçüde siyasi belirsizliklerden ve düşük hükümet harcamalarından etkilenmiştir. Ancak, ülkenin geleceği için görünüm olumlu. Yurt içi ekonomi 2019’da %0,6 büyüdü ve soya fasulyesi ve kahve gibi tarımsal ürünlere olan bağımlılığının yanı sıra altyapı iyileştirmeleri ve yabancı yatırımlar yoluyla büyümeyi sürdürmesi bekleniyor.
2. Rusya
Esas olarak petrol ihracatı ve petrol fiyatlarındaki artış tarafından yönlendirilen Rusya, 1999-2008 döneminde (Küresel Mali Krizden önce) GSYİH‘sında katlanarak büyümüştür. 1991 yılından bu yana gerçekleşen komünizmden kapitalizme geçiş, ekonomik reformlar ve ihracata yönelik bir ticaret politikası yoluyla ülkedeki ekonomik büyümeyi artırdı.
Ancak 2014 yılından bu yana Rusya ekonomisi ABD, Kanada, Japonya ve AB tarafından uygulanan siyasi çatışmalar ve ticari yaptırımların yanı sıra petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan da olumsuz etkileniyor. Rus ihracatı. Rusya ekonomisi 2019’da %1,7 oranında büyüdü ve ABD, Kanada, Japonya ve AB gibi ticaret ortaklarıyla jeopolitik gerilimler azalırsa daha hızlı büyümesi bekleniyor.
3. Hindistan
Hindistan, 1991’de ticaretin serbestleştirilmesi ve diğer büyük ekonomik reformlardan sonra; kendisini yükselen bir pazar olarak kurdu. Hindistan ekonomisi nispeten yüksek oranlarda istikrarlı bir şekilde büyüyor. Siyasi istikrarsızlık ve ekonomik reformlar nedeniyle bazı dalgalanmalarla birlikte, son on yılda ortalama %7,1 oldu.
Esasen, Hindistan’ın uzun vadeli ekonomik büyümesi, ihracat ve yabancı yatırım tarafından yönlendirilen imalat ve hizmet sektörlerinin genişlemesine bağlanabilecektir. Hindistan ayrıca teknolojik gelişmeler ve eğitim reformları nedeniyle hem sermaye hem de emek verimliliğinde kazanımlar yaşıyor. Şu anda Hindistan, Çin ile birlikte en büyük gelişen pazarlardan biri.
4. Çin
Çin ekonomisi, 1978’de ticaretin serbestleştirilmesi ve ekonomik reformların yürürlüğe girmesinden bu yana ortalama %10’luk bir büyüme oranı kaydetti. Çin’in ekonomik büyümesi, hükümet harcamaları, imalat sektörünün genişlemesi ve ihracat (özellikle elektronik ekipman) tarafından desteklenmiştir.
Ancak, ülkenin kişi başına düşen geliri hala düşük. Çin nüfusunun yalnızca %3,3’ü yoksulluk sınırının altında yaşamasına rağmen, nüfusun %30’u günde 5,50 ABD dolarının altında yaşıyor. Bununla birlikte, Çin hükümeti tüketim yoluyla GSYİH’yi artırmaya odaklandığından; harcanabilir gelirlerin artması ve sürdürülebilir ekonomik büyümeye yol açması muhtemeldir.
5. Güney Afrika
Güney Afrika, 2008 Küresel Mali Krizi’nin (-%3) ardından 2009’da negatif GSYİH büyümesi yaşadıktan sonra 2010 yılında BRICS birliğine dahil edilmiştir. Mali krizin ardından, Güney Afrika hükümeti, hükümet harcamaları ve tüketimi yoluyla GSYİH’yı artırmak için bir dizi politika uyguladı. Ekonomik büyüme, 2012-16’da yavaşlamadan önce 2010-12’de arttı ve 2017’de tekrar yükseldi.
Güney Afrika ihracatı, esas olarak madencilikten elde edilen ürünlerden oluşmaktadır. Bu nedenle ihracat hacimleri, oldukça oynak olan emtia fiyatlarına bağlıdır. İhracat hacimlerindeki dalgalanmalar, son birkaç yıldaki GSYİH büyümesindeki değişimin bir kısmını açıklıyor.
Kişi başına düşen Güney Afrika GSYİH’sı zaman içinde artmasına rağmen, işsizlik oranı da arttı (2019 itibariyle %29). Yüksek düzeyde işsizlik ve suç, ekonominin büyümesini ve yatırım potansiyelini engelledi ve politika reformları yoluyla ele alınması gereken sorunlar.